Google, bilgiye erişimi ve ifade özgürlüğünü korumayı amaçlar. Ancak Google+'da canlı ve keyifli birtopluluk olmasını sağlamak için bu ilkeleri, İçerik Kurallarımızı ve/veya yasayı ihlal eden içeriğin yayılmasını önleme çabalarımızla dengeliyoruz. Bu dengeyi tutturmak hiçbir zaman kolay olmadı, özellikle de farklı konuşma standartları olan toplumlarda faaliyet gösteren küresel bir platform için.
NetzDG'ye göre yasa dışı olduğu iddia edilen içerik hakkında şikayet gönderme mekanizmaları
Google+, NetzDG kapsamında şikayette bulunabilmeleri için kullanıcılara kolay fark edilebilir, doğrudan erişilebilir ve her zaman kullanılabilir bir ürün içi raporlama akışı sağlıyordu. Giriş yapan kullanıcıların NetzDG kapsamında yasal şikayet gönderme prosedürü, işaretleme akışıyla doğrudan entegreydi. İşaretleme akışına sağ üst köşede her yayının yanından erişilebiliyordu. Kullanıcı, işaretleme akışında tıklayarak ilerleyip “Bu içeriğin Ağ İcra Yasası'na göre kısıtlanması gerektiğini düşünüyorum" NetzDG seçeneğini belirledikten sonra yasal bir web formuna yönlendiriliyor ve bu formu kullanarak NetzDG şikayeti gönderebiliyordu.
Google+, giriş yapan ve yapmayan kullanıcılara Google+ imprint (Almanya'daki tüm kullanıcıların erişebileceği bir iletişim sayfası) üzerinden doğrudan erişebilecekleri yasal bir NetzDG web formu da sunmuştur.
Hukukçu olmayan ortalama bir kullanıcı, çok sayıda karmaşık suçun ele alındığı bir dokümanı karşısında bulduğunda muhtemelen bunalacak, hatta içerik rapor etmekten tamamen vazgeçecektir. Ortalama kullanıcının StGB'yi anlaması ve yasal bir NetzDG şikayeti gönderirken StGB'nin ilgili tüzüklerinden alıntı yapması muhtemel değildir. Dahası, bildirilen içeriklerin bazıları belirtilen suçlardan sadece birini değil birkaçını ihlal ediyor olabilir. Örneğin, bir suç veya terör örgütüne yeni üyeler ya da destekçiler kazandırmaya çalışan bir video (§ 129, 129a StGB) büyük olasılıkla bayrak gibi semboller içerecektir. Bu hem §§ 86, 86a StGB uyarınca suç teşkil edebilir hem de § 89a StGB'ye göre "ülkeyi tehlikeye atan ciddi bir şiddet suçuna hazırlık" suçu kapsamında değerlendirilebilir.
Bu yüzden, bildirim sürecini kolaylaştırmak ve kullanıcıların NetzDG uyarınca yasa dışı olabileceğini düşündükleri içerikleri rapor etmelerine yardımcı olmak için NetzDG raporlama akışımızda 21 ilgili cezai suça karşılık gelen, bunları yansıtan ve anlaşılabilir şekilde kategorize eden yedi içerik kategorisi oluşturduk. Bu yaklaşım, son derece soyut ve geniş kapsamlı suçların daha somut hale getirilmesine de yardımcı oldu (özellikle hukukçu olmayanlar için). Örneğin, § 140 StGB; hıyanet ve cinayet gibi farklı suçların yanı sıra savaş suçları ve ağır yaralama gibi diğer ciddi suçlara, halkı tehlikeye atan belirli suçlara ve bazı ciddi cinsel suçlara atıfta bulunur. İçerik bildirme işlemlerinden edindiğimiz deneyim, kullanıcıların yasa dışı içeriklerle ilgili şikayet gönderirken böylesine gerçekçi bir yaklaşımla karşılaşmaktan memnun olduklarını göstermiştir.
Bu kategoriler (ve ilgili cezai suçlardan seçilerek ele alınmasını ve rapor edilmesini beklediklerimiz) şunlardır:
Nefret söylemi veya politik aşırılık
- § 130 StGB: Nefrete teşvik
- § 166 StGB: Dinleri, dinî ve ideolojik kurumları karalama
Terörle ilgili veya anayasaya aykırı içerik
- § 86 StGB: Anayasaya aykırı örgütlerin propaganda malzemelerinin dağıtımı
- § 86a StGB: Anayasaya aykırı örgütlerin sembollerinin kullanılması
- § 89a StGB: Ülkeyi tehlikeye atan ciddi bir şiddet suçuna hazırlık
- § 91 StGB: Ülkeyi tehlikeye atan ciddi bir şiddet suçunun işlenmesini teşvik etme
- § 100a StGB: Sahtecilik
- § 129 StGB: Suç örgütü kurma
- § 129a StGB: Terör örgütü kurma
- § 129b StGB: Yurt dışındaki suç ve terör örgütleri; dışarıda el koyma ve zapt
- § 138 I StGB ile bağlantılı olarak § 140 StGB: § 138 I StGB içinde listelenen belirli suçların ödüllendirilmesi ve onaylanması
- § 269 StGB: Kanıt amaçlı sunulan verilerde sahtecilik
Şiddet
- § 131 StGB: Şiddet tasvirlerinin yayılması
Zararlı veya tehlikeli eylemler
- § 111 StGB: Halkı suça teşvik etme
- § 126 StGB: Suç işleme tehdidinde bulunarak kamu düzenini bozma
- § 126 I StGB ile bağlantılı olarak § 140 StGB: § 126 I StGB içinde listelenen suçların ödüllendirilmesi ve onaylanması
- § 241 StGB: Suç işleme tehdidi
İftira veya hakaret
- §185 StGB: Hakaret
- §186 StGB: İftira
- §187 StGB: Kasıtlı iftira
Gizlilik
- § 201a StGB: Fotoğraf çekmek suretiyle mahremiyetin ihlali
Cinsel içerik
- § 184b StGB: Çocuk pornosunun dağıtımı, ele geçirilmesi ve bulundurulması (§ 184d StGB: Pornografik içeriklerin yayıncılık, medya hizmetleri veya telekomünikasyon hizmetleri aracılığıyla dağıtımı ile bağlantılı olarak)
- §§ 176-178 ile bağlantılı olarak § 140: §§ 176 ila 178 içinde listelenen belirli suçların ödüllendirilmesi ve onaylanması
İçerik işaretleme konusunda yıllardır edindiğimiz küresel deneyime dayanarak, bir bütün olarak NetzDG'nin yasal amacını en iyi destekleyen ve gerçekleştiren kategorilerin bunlar olduğunu söyleyebiliyorduk.
NetzDG'ye göre yükleyiciyi ve şikayet gönderen kişiyi bilgilendirme ölçütleri
Yukarıda açıklanan özel NetzDG raporlama kanalları üzerinden NetzDG kapsamında bir şikayet aldığımızda, şikayette bulunan kişiye şikayeti aldığımıza ve inceleyeceğimize dair referans numarası içeren bir e-posta gönderiyorduk. Şikayeti ve yasa dışı olduğu iddia edilen içeriği inceledikten sonra, şikayette bulunan kişiye kararımızı (içeriği kaldırma veya işlem yapmama) bildiren bir e-posta gönderiyorduk. Ayrıca politikalarımızı veya yasayı ihlal eden yükleyicileri de durumdan haberdar ediyor ve Google+ yükleyicilerinin hizmet şartlarımızı öğrenmesini sağlamak için kendilerine kaldırma işlemi hakkında ayrıntılı bilgi veriyorduk.
Raporlama yöntemleri
Teknoloji. Teknolojilerimiz, spam veya cinsel içerik gibi Google+'da İçerik Kuralları ihlallerini tespit etmek için sürekli çalışıyordu. Algoritmalarımıza haftalık veya aylık olarak yeni kurallar ekleniyordu. Ayrıca, çocuklara yönelik cinsel istismar görüntüleri gibi bazı politika ihlallerinden dolayı kaldırılan fotoğrafların Google+'da yeniden yüklenmesini engellemek için karma oluşturma teknolojileri kullanıyorduk. Çocuklara yönelik cinsel istismar görüntüleri içeren fotoğraflar yüklendiğinde bunları taramak, tespit etmek ve engellemek için dijital parmak izi kontrolü ve eşleştirme yöntemlerinden yararlanıyoruz.
Gerçek kişi tarafından yapılan işaretlemeler: Kullanıcılar ve en çok katkıda bulunanlar. Oturum açmış kullanıcıların Google+ Küresel İçerik Kuralları'nı ihlal eden içerikler konusunda bizi uyarmak için kullandıkları bir işaretleme sistemimiz vardı. Bu, herhangi bir yasal yükümlülükle bağlantısı olmayan, gönüllülük esasına dayalı, özdenetimli bir sistemdi. Google hesabında oturum açan ve Küresel İçerik Kurallarımızı ihlal etmiş olabilecek bir içerik bulan herkes bunu işaretleyebiliyordu. Bunun için, Google+'nın işaretleme seçeneğine (sağ üst köşedeki üç nokta ile gösterilir) eriştikten sonra "kötüye kullanım bildir" seçeneğini tıklayıp ihlalde bulunduğu iddia edilen içeriğin kategorisini seçmek yeterliydi. Kullanıcılar işaretlerken içeriğin ihlal ettiğini düşündükleri politikayı bildiriyorlardı. Politika bildirme kategorileri ve içerik kaldırma nedenleri arasında cinsel içerik, şiddet barındıran veya tehlikeli içerik, nefret dolu, taciz veya zorbalık barındıran içerik ve spam yer alıyordu. Topluluk işaretlemeleri yalnızca İçerik Kurallarımıza göre değerlendiriliyordu.
En Çok Katkıda Bulunanlar programı, Google+ içerik inceleme ekibinin önceden tanımlı Google+ kullanıcılarından oluşan bir alt gruba öncelik vermesini sağlamak için geliştirilmişti. En Çok Katkıda Bulunanlar, uzun süre boyunca forumlarımızdaki soruları yanıtlamaktan edindikleri engin ürün bilgilerine dayanarak eğilimleri veya sorunları bildiriyorlardı. En Çok Katkıda Bulunanlar ürün içinde İçerik Kuralı ihlallerini işaretliyorlardı. Bu ihlaller daha sonra içerik inceleme ekibine iletiliyordu. En Çok Katkıda Bulunanların işaretlemeleri yalnızca İçerik Kurallarımız kapsamında inceleniyordu. En Çok Katkıda Bulunanlar Programı hakkında daha fazla bilgiyi burada bulabilirsiniz.
Yasal şikayetler Oturum açmış kullanıcıların Google+'da yayınlanan içeriğin NetzDG kapsamındaki tüzüklerden birini ihlal ettiğini düşündüklerinde bizi doğrudan ve kolayca bilgilendirebilmeleri için özel bir süreç geliştirmiştik. Yasa dışı olduğu iddia edilen içerik, yayınlanan içeriğin sağ üst köşesindeki üç nokta tıklanarak Google+'nın işaretleme seçeneğine erişildikten sonra “Bu içeriğin Ağ İcra Yasası kapsamında kısıtlanması gerektiğini düşünüyorum" seçeneği belirlenerek bildirilebilir. Oturum açan ve açmayan kullanıcılar Google+ imprint üzerinden erişebildikleri NetzDG web formunu kullanarak da NetzDG şikayetinde bulunabiliyordu. Şikayette bulunan kişiye şikayeti aldığımıza dair yanıt gönderiliyordu. Bu raporlama kanalları kullanıcıların sakıncalı öğeyi tanımlamasını ve yasal şikayet için bir neden sunmasını sağlıyordu. Doğru dürüst bir yasal inceleme yürüterek uygun işlemi gerçekleştirebilmek için bu bilgiye ihtiyaç duyarız. Yerel yasal kaldırma işlemi için gerekçe net olmadığında veya yeterli dayanak bulunmadığında, şikayeti gönderen kişiden ek bilgi vermesini isteyebiliyorduk. Bildirilen içeriğin Google+ İçerik Kuralları'nı ihlal etmesi halinde onu küresel bazda kaldırıyorduk. İçeriğin bu Kuralları ihlal etmemesine rağmen NetzDG'nin atıfta bulunduğu cezai suçlardan en az birini ihlal ettiği durumlarda içeriği yerel bazda engelliyorduk. Google+, şikayet sahibine kararımızı nedeniyle birlikte bildiren bir e-posta gönderiyordu.
Kullanıcıların yasal şikayette bulunabilmeleri için yıllardır başka özel yasal web formları sağladık ve ilgili yetki sınırları çerçevesinde yasa dışı olarak tanımladığımız içerikleri engelledik. Şikayet gönderen kişilere yasal şikayetle ilgili her zaman geri bildirim gönderilmiştir.
Değerlendirme süreci
Google+ Toplulukları'ndaki gerçek kişiler tarafından yapılan işaretlemeler. Bir işaretleme aldığımızda inceleme ekiplerimiz içeriği küresel Google+ İçerik Kurallarımıza göre değerlendiriyordu. Ekipler bildirilen içeriği incelerken bağlamlarını da görebiliyordu. Örneğin, bir yayında bir fotoğrafın yanındaki başlığı veya Google+ topluluk açıklamasını görebiliyorlardı. Bu bağlamsal ipuçları, genellikle yüklemenin amacını değerlendirme açısından önemlidir. Örneğin, küresel politikalarımız gereği güncel olaylarla ilgili bir siyasi topluluğa izin verilebiliyordu. Bu bağlamı topluluk açıklamasından ve yüklenen diğer içeriklerden anlayabiliyorduk. Bununla birlikte, aynı içerik nefret dolu görüşleri yüceltmek veya teşvik etmek amacıyla yüklendiğinde İçerik Kurallarımızı ihlal edebiliyor ve kaldırılabiliyordu.
İzin verdiğimiz içerik türleriyle ilgili kuralları İçerik Kuralları'nda bir araya getirdik. Bunların çoğu NetzDG tüzükleriyle örtüşebiliyordu. Bunlar arasında nefret söylemini; taciz, zorbalık ve tehditleri; kişisel ve gizli bilgileri; çocuk istismarını; cinsel içeriği; şiddet barındıran içeriği ve terörizmle ilgili içeriği yasaklayan kurallar yer alıyordu. Bu alanlardan her biriyle ilgili politikaların ayrıntılarına buradan ulaşabilirsiniz.
İnceleme ekiplerimiz şu işlemlerden birini gerçekleştirebiliyordu: İçeriğin topluluk kurallarımızı ihlal etmesi halinde küresel bazda kaldırılması, kurallarımızı ihlal etmemesine rağmen küçükler için uygunsuz olabilecek içeriğin "aile için güvenli değil" olarak işaretlenmesi veya kurallarımızı ihlal etmediği belirlenen içeriğin yayında tutulması. Kötüye kullanımın tekrar etmesi veya daha korkunç ihlallerin gerçekleştirilmesi halinde belirli özellikleri devre dışı bırakarak veya kullanıcının hesabını feshederek onu cezalandırabiliyorduk. Terör gibi korkunç ihlaller söz konusu olduğunda ilk ihlalde de hesabı feshedebiliyorduk.
Genel yasal raporlama. Yasal bir şikayet aldığımızda inceleme ekiplerimiz şikayette sunulan bilgiye ve atıfta bulunulan içeriğe dayanarak inceleme yapıyordu. İncelemeciler ayrıca yukarıda açıklandığı gibi rapor edilen içeriğin bağlamını da görüyordu. Şikayette önemli bilgilerin (örneğin, iftira barındırdığı iddia edilen içerikten etkilenen kişinin kimliği) eksik olması halinde ekip, şikayeti gönderen kişiye ulaşarak ondan ek bilgi isteyebiliyordu. Ek bilgi alındıktan sonra ekip yasal değerlendirme yapıyordu.
İçeriğin yasa dışı olduğunu belirlediğimizde (örneğin, telif hakkı veya kişilik hakları ihlali iddiası gerekçesiyle) içeriği yerel bazda engelliyorduk.
NetzDG Şikayetleri İnceleme sürecimiz gereğince, bir NetzDG şikayeti aldığımızda uzman NetzDG inceleme ekibimiz (İnceleme Ekipleri bölümüne bakın) rapor edilen içeriğin bağlamına bakıyor, içeriği küresel İçerik Kurallarımıza göre değerlendiriyor ve ihlal olduğunu tespit ettiğinde küresel bazda kaldırıyordu. Kurallarımızı ihlal etmemesine rağmen StGB'nin NetzDG kapsamında da yer alan 21 tüzüğünden (§1 III NetzDG) en az birini ihlal eden içerikleri yerel bazda engelliyorduk.
Şikayetlerin değerlendirilmesi çoğu zaman kolay değildir. Bazı cezai suçları saptamak avukatlar için bile zordur (ör. kanıt amaçlı sunulan verilerde sahtecilik-§ 269 StGB). Bir başka örnek vermek gerekirse, iftira ve hakaret kategorisinin tamamı son yüz yıl içinde, özellikle de Alman Anayasası yürürlüğe girdikten sonra kapsamlı içtihadın tesis edildiği bir alandır. Dolayısıyla iftira ve hakaret alanındaki vakaların yalnızca küçük bir kısmı bariz bir şekilde yasa dışıdır. Mahkemeler bazen bir içeriğin yasallığını yıllarca mütalaa etmelerine rağmen farklı yargılara varırlar. Örneğin, Federal Anayasa Mahkemesi, Federal Temyiz Mahkemesi'nin kararlarını bozmuş, karmaşık dengeleme testlerinin yapılması gerektiğini ve yasallığın her zaman koşullara bağlı olduğunu, vakaların kendi koşulları çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiğini birçok kez göstermiştir. Mahkeme yargılamasının aksine sosyal ağda her zaman tüm gerekli bilgiler bulunmaz. Dahası, kanıta dayalı kurallar gerektiren ana yargılama yoktur. Bu vakalarda, belirli suç unsurlarına göre değerlendirildiğinde içeriğin kabul edilebilirliği konusunda karar vermek çok zor olduğu için kararın sorumlu mahkemelere bırakılması gerekir.
Bu düşünceler pratikte de desteklenmektedir: İftira ve hakaret alanındaki birçok NetzDG şikayeti, etkilenen kişiden değil, etkilenen kişinin iftiraya uğradığını hissedebileceğini düşünen üçüncü taraflardan geliyordu. Şikayetin üçüncü taraflardan mı geldiği yoksa etkilenen kişinin ilgili emniyet teşkilatında suç duyurusunda mı bulunduğu (zira bu suçların kovuşturması için birinci tarafın şikayeti, yani “Antragsdelikt” gerekir) sosyal ağ tarafından bilinmiyordu, çünkü talebi gönderen kişinin kimliğini doğrulayacak pozisyonda değildik.
NetzDG talepleri, Google+ kullanımdan kaldırılana kadar içeriklerin NetzDG'nin süre sınırı dahilinde küresel bazda kaldırılabilmesi veya yerel bazda engellenebilmesi için iki vardiya halinde çalışan NetzDG ekibi tarafından yılda 365 gün, haftada yedi gün inceleniyordu. Bariz bir şekilde asılsız olan taleplerin sahipleri yasal gereksinimlere göre hemen bilgilendiriliyordu ("NetzDG'ye göre yükleyiciyi ve şikayet gönderen kişiyi bilgilendirme ölçütleri" bölümüne bakın). İçeriğin Google+ İçerik Kuralları'nı veya ilgili ceza tüzüklerini açıkça ihlal etmediği, karmaşık olduğu ya da bariz bir şekilde Almanya ile alakalı olmadığı durumlarda sorumlu NetzDG içerik incelemeci talebi vakit kaybedilmeden incelenmesi ve gerekli işlemin yapılması için bir üst seviyeye, yani kıdemli içerik incelemecilere iletiyordu. Karmaşık talepler Google hukuk ekibine iletiliyordu. Bu ekip tereddüt etmesi halinde zorlu vakaları Google Almanya GmbH'nin hukuk departmanının üyelerine iletiyordu. Hukuk departmanının üyeleri de gerekli gördüklerinde zorlu vakaları ceza hukukunda uzman olan harici bir hukuk bürosuna iletebiliyorlardı. Tüm bu süreç genellikle en fazla yedi gün sürüyordu.
NetzDG ekibinin planlandığı gibi çalıştığından ve hem küresel Google+ İçerik Kuralları'nı hem de NetzDG kapsamındaki cezai suçları doğru ve tutarlı bir şekilde yerine getirdiğinden emin olmak için katı bir kalite değerlendirme işlemi uyguluyorduk. Raporlama döneminde, incelenen içeriğin yaklaşık %70'ini denetliyorduk. Kalitesi değerlendirilen içerik miktarı gelen talep sayısına göre her hafta değişebiliyordu. Bu süreçte kalite inceleme ekibi her bir içerik incelemeci tarafından alınan kararları değerlendirir, bireysel geri bildirim sunar ve kalite incelemesinin sonuçlarını genel olarak analiz ederdi. Kalite incelemesi için seçilen örnek, haftalık veri kalitesi değerlendirmesinin temelini oluştururdu. NetzDG ekibi bünyesinde ayrı bir ekip olan kalite incelemeciler daha önce içerik inceleme alanında çalışmış olan ve gerek NetzDG'de atıfta bulunulan ceza tüzükleri gerek küresel Google+ İçerik Kuralları konusunda engin deneyime sahip kıdemli ekip üyelerinden oluşurdu. Google hukuk ekibi ile NetzDG ekibi arasında gerçekleştirilen haftalık toplantılarda hem son kalite değerlendirme sonuçları tartışılır hem de özellikle ilginç, farklı ve karmaşık bulunan vakalar masaya yatırılırdı. Ayrıca NetzDG ekibi genelinde tutarlı bir yaklaşım benimsenmesini sağlamak için dikkate değer trendler, güncel "popüler konular" ve içtihat hukukundaki gelişmeler dile getirilerek enine boyuna tartışılırdı. Uygun gördüğümüzde kaldırma politikalarını İçerik Kurallarımızda yapılan güncellemeler ve içtihat hukukundaki gelişmeler doğrultusunda düzenlerdik. Böyle durumlarda yeni yol gösterici bilgiler ve duruma göre eğitim malzemeleri NetzDG ekibinin tüm üyelerine dağıtılırdı.